Emek PartisiSiyasetSiyasi Partiler

Fabrikalarda biz çalışıyorsak, biz yaratıyorsak her şeyi, kenti de biz yönetebiliriz.

EMEP İzBB adayı Kemal Köroğlu: Her şeyi biz üretiyorsak kenti de yönetebiliriz

İzmir’in ilçelerinde işçilerle bir araya gelen EMEP İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayı Kemal Köroğlu: “Fabrikalarda biz çalışıyorsak, biz yaratıyorsak her şeyi, kenti de biz yönetebiliriz.”

Emek Partisinin (EMEP) İzmir Büyükşehir Belediye (İzBB) başkan adayı Kemal Köroğlu eski mesai arkadaşları park bahçe işçilerini çalışma alanlarında ziyaret etti. Yıllardır birlikte çalıştıklarını ve mücadele verdiklerini söyleyen Köroğlu, “Nasıl biz işçiler bu kentin her işini yapıyorsak, her şeyi biz üretiyorsak kenti de yönetebiliriz” dedi.

Dün sabah mesaisi öncesi Narlıdere Liman Reis Mahallesi biyolojik arıtma tesisinde çalışan işçiler, bugün ise Konak ve Alsancak bölgesine çalışan park bahçe işçileriyle buluşan Köroğlu, belediyelerin rant alanı olduğunu ve bu anlayıştan artık kurtulmak gerektiğini söyledi.

Fabrikalarda biz çalışıyorsak, biz yaratıyorsak her şeyi, kenti de biz yönetebiliriz.

“ADAMCILIK, KAYIRMACILIK, İHALECİLİK VE TAŞERONLUK SON BULMALI”

Mücadeleyi büyütmenin bir aracının da yerel yönetimler olduğunu ifade eden Köroğlu, “Karşımızda sermaye partileri ile yarışacağız. Burası emek kenti ise kenti emekçiler yönetmelidir. Bütün bileşenlerin içinde olduğu halk meclisleri kurulmalı. Kaynakların nasıl kullanılacağı buralarda tartışılmalı. Adamcılık, kayırmacılık, ihalecilik ve taşeronluk son bulmalı. Belediye başkanı ücreti, o kentteki emekçilerin işçilerin ortalama ücreti olmalı. Görev yapılmadığı taktirde halk meclisleri tarafından görevden alınmalı” dedi

İzmir’in deprem bölgesi olduğunu dile getiren Köroğlu, güvenli konutların oluşturulmasında yerel yönetimlerin öncülük etmesi gerektiğini söyledi. Toplu ulaşımın, içme ve kullanım suyunun ücretsiz ya da olabildiğince düşük bedelde olması gerektiğini ifade eden Köroğlu, işçi ve emekçilerin rahatça geçinebilmesi için bunların önemli olduğunu belirtti.

“MÜCADELEYİ BİRLİKTE ÖRELİM”

Köroğlu, “Demokratik anlayışın yolu örgütlü olmaktan geçiyor. Bu kenti biz süpürüyorsak, fabrikalarda biz çalışıyorsak, biz yaratıyorsak her şeyi, kenti de biz yönetebiliriz. Bizim, sınıfsal anlayışımız doğrultusunda her birimiz bir tuğla koyduğumuzda yarın bir gün o binayı tamamlayabiliriz. İhtiyaç ve öncelik ne ise projeler o alanda üretilmeli. Kaynaklar oraya ayrılmalı. Talebimiz ise mücadeleyi birlikte örmek, çalışmaları birlikte yürütmek. Bir şeyler değişecekse böyle değişecek. Bizim amacımız bu anlayışı tartıştırmak” diye konuştu.

Buluşmalarda söz alan işçilerin birçoğu bu tartışmaların önemli olduğunu söyledi. Yoksulluğa vurgu yapılan sohbetlerde Köroğlu, kamuda, belediyede ve özel sektörde çalışan tüm işçilerin yoksulluk sınırının üstünde ücret alması gerektiğini, insanca bir yaşamın anca bu şekilde kurulabileceğini belirtti. Belediye işçilerinin bu son dönemlerde en büyük sorunun SODEMSEN olduğunu ifade eden bir işçi, buna karşı sessiz kalınmasının ileride işçileri daha zora sokacağını dile getirdi.

“EMEKTEN YANA ANLAYIŞI TARTIŞMAKTAN BAŞKA ŞANSIMIZ YOK”

Bir işçinin, “Şu süreçte yarış kızışmış durumda iken, ayrı olarak seçime girmeniz seçim sürecini olumsuz etkilenmez mi?” sorusuna Köroğlu şu şekilde cevap verdi; “Millet İttifakı daha önceki seçimlerde en sağcı partilerle yan yana gelirken, sol ile birlikte yan yana durmayı akıllarının ucundan geçirmedi. İl başkanımız aylarca ziyaret etti diğer partileri. Türkiye ‘ya bendensin ya karşıdansın’ anlayışına sıkıştırıldı. Üçüncü bir yolun tartışılması, anlaşılması gerekir. Biz, bizim de bir adayımız olsun demedik. Öncelikle biz olalım, yan yana olalım, bir araya gelelim dedik. CHP ile ittifak olmamakla AKP’ye hizmet ediyor değiliz. Seçimlere tek girme hakkımız olmasına rağmen her seçim ittifakları ve birleşik mücadeleyi önemsedik. Esas ihtiyacın merkezi iktidara geri adım attırmak olduğunu da biliyoruz. ÇEDES’lerin, MESEM’lerin mahiyetini biliyoruz, düşük ücretleri biliyoruz, müfredatın yozlaştırıldığını görüyoruz, yaşanan sorunları görüyoruz. Bunları önemsedik, yan yana gelmek istedik ancak yapmadılar. Kendileri dahi yan yana gelemediler, birbirlerine düştüler aday belirleme süreçlerinde. Bizim burada sermayenin karşısında emekçilerin yan yana gelmesini örgütlemekten, emekten yana anlayışı tartışmaktan başka şansımız yok.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu