21 Eylül’de, kuzey Nevada’daki Kızıl Dağ Halkı (Atsa Koodakuh wyh Nuwu) için kutsal olan Peehee Mu’huh’ta bir katliamın dördüncü yıllık anma törenine katıldım. Anma töreni sırasında, kabile üyeleri ve destekçileri, topluluğu kutlamak ve 12 Eylül 1865’te Birleşik Devletler Süvarilerinin yaşlıları, kadınları ve çocukları öldürdüğü ve bağırsaklarını adaçayı üzerine yaydığı zaman orada ölen ataları onurlandırmak için McDermitt Kalderası’ndaki Sentinel Rock’ta toplandı.
Anma töreninde, Fort McDermitt Paiute, Shoshone ve Bannock Kabilelerinin bilgi koruyucuları ve torunlarının halklarının şarkılarını söylediğini ve ateşe sedir, tütün ve adaçayı attığını izledim. Kızıl Dağ halkı ve diğer Yerli halk, bu toprakları hayvanları avlamak ve yiyecek ve ilaç için bitki toplamak için kullanıyor. Anma töreni, kutsal toprakları ve onu işgal eden ruhları bir araya getirmek ve ibadet etmek ve hem ABD ordusunun katlettiği kişilerin hem de onların anısını ileriye taşıyan herkesin anısını onurlandırmak için bir fırsattı.
Peehee Mu’huh’da bugün, geçmiş ve gelecek arasında bir gerilime işaret eden bir lityum madeni de yapım aşamasındadır.
Peehee Mu’huh katliamının hatırası, Amerika Birleşik Devletleri’nde sömürgeciliği şekillendiren şiddetli güçlerin ve acımasız federal politikaların keskin bir hatırlatıcısıdır.
Red Mountain halkı, halkının mirasını onurlandırmaya kendini adamıştır. Amerikan Kızılderili Hareketi’nden Ray Bacasegua Valdez, “Bizden asla alamayacakları üç şey var: ilacımız, duamız ve şarkımız” dedi.
ABD, Yerli halktan ne aldığını yeni yeni kabul etmeye başladı.
