Karabat: “Kredilerle Şişirilmiş Balon Ekonomisi Patlamak Üzere”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, kredi borçlarının yükünün gittikçe arttığını ve altından kalkılamaz hale geleceğini söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarının 2 trilyon 945 milyar liraya çıktığını hatırlatarak, ekonominin kredi sarmalına girdiğini aktardı. Karabat, AKP’nin başkanlık sisteminin temelinde halkı borçlandırmak olduğunu söylerken, bu yüzden barınma ve gıda gibi en temel ihtiyaçların bile krize dönüştüğünü vurguladı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Karabat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Şimdi sizlerle önemli bazı veriler paylaşacağım. AKP’nin vatandaşı gırtlağına kadar nasıl borca batırdığını göreceksiniz.
AKP’nin ekonomik krizden çıkış için herhangi bir reçetesi bulunmuyor. İktidarının ilk döneminde dünyadaki sıcak parayı çekip inşaat rantı yarattılar. O bitince de iç piyasaya pompalanan paralarla gemi yüzdürülmeye çalışıldı.
Bireysel kredi kartları ve tüketici kredilerinin milli gelire oranı, 2002 yılında %2 civarındaydı. Bu oran 2013’te %18’e çıktı. 2023’ün üçüncü çeyreğinde %14 civarında bulunuyor. Ancak esas tablo, bunların nominal büyüklüğüne baktığımızda ortaya çıkıyor.
Ekonomiyi yönetme kabiliyeti olmayanlar sürekli para arzı yaratarak halkı borçlandırır. Bu sayede ekonomide suni bir canlılık yaşatır. Ancak reel yatırım olmaz. Dışa bağımlılık artar ve enflasyon patlar. AKP’nin başkanlık sisteminin özeti budur.
Şimdi rasyonel zemin diye toplumu ve piyasaları oyalıyorlar. Sıcak para peşine düştüler. Jeopolitik ve diplomatik tavizler veriyorlar. Üstüne basa basa söylüyorum. AKP’nin Türkiye’yi krizden çıkarma planı da yeteneği de yoktur.
Para saçma ve halkı borçlandırma politikası Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa barınma krizi çıkmasına neden oldu. Çocuklar savaş dönemlerindeki gibi okula aç gidip geliyorlar. Toplumda kaliteli beslenme sorunu büyüyor.
Krizden çıkış için mutlaka üretim reformu yapılması lazım. Genç zihinler ülkenin geleceğine güven duymalı. Bilimsel eğitim ve hukukun üstünlüğü mutlaka sağlanmalı.
Göreceksiniz, yeni ekonomi yönetimi görevine devam edemeyecek. Bu şekilde politikaları sürdürmeleri söz konusu olamaz. Yerel seçimler sonrası ekonomideki beceriksizliği Anayasa ve sistem tartışmalarıyla örtmeye çalışacaklar.”